PKK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
PKK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Mart 2016 Pazartesi

Canlı bombalar önceden yakalanabilir mi devlet ne yapıyor?

Milliyet gazetesi yazarı Serpil Çevikcan, canlı bomba saldırıları sonrası devletin aldığı güvenlik önlemlerini ve sonuçlarına ilişkin detayları bugünkü köşesinden yazdı. "Devlet ne yaptı, ne yapıyor?" başlıklı bugünkü yazasında Serpil Çevikcan, canlı bombaların gizlenmesi için terör örgütlerinin yeni yöntemler geliştirdiğini aktardı. Çevikcan'ın konuştuğu kaynaklara göre, canlı bombaların önceden yakalanmasının tek yolu ise onları yönlendiren tepe isme ulaşılması. Ancak çoğu yurt dışında olan bu isimleri bulmak kolay değil. İşte Çevikcan'ın bugünkü köşesinden aktardıkları... "Türkiye, geçtiğimiz yıllarda da canlı bomba eylemleri yaşadı.  PKK, 1990'ların ikinci yarısından itibaren bu tarz eylemler yaptı.  Keza DHKP-C'nin İstanbul ve Ankara'da pek çok canlı bomba eylemini bir çırpıda sıralayabiliriz.  Ancak bütün örgütlerin topyekün saldırıya geçtiği bir Türkiye manzarasıyla karşı karşıyayken canlı bomba eylemlerinin bir sağdan bir soldan peş peşe vurması hem toplumsal gerginliği tırmandırıyor, hem de sağduyulu değerlendirmeleri engelliyor. SALDIRILAR BİRBİRİNDEN BAĞIMSIZ DEĞİL Farklı örgütlerin kısa aralıklarla gerçekleştirdikleri etkisi büyük saldırılar, birbirleriyle bağlantısız değil. Türkiye'nin özellikle Suriye konusunda oyun dışına çıkartılmaya çalışıldığı, içine kapanması için PKK'sıyla, IŞID'iyle ve yeniden diriltilen taşeron örgütlerle topyekün bir saldırı konseptine hedef olduğu kesin.
Ancak bu ana gerekçe, Ankara'da art arda yaşanan ve son olarak Beyoğlu'nda gerçekleşen canlı bomba saldırısının ardından sokaktaki vatandaşın "Bunlar neden önlenemiyor, MİT ne yapıyor, devlet nerede?" sorularını sormasını engellemiyor. Peki neler yapıldı, neler yapılıyor? Dün güvenlik ve istihbarat kaynaklarıyla yaptığım görüşmelerin ardından edindiğim bazı bilgiler ışığında şunları sıralayabilirim: SINIRDAKİ ÖNLEMLER   - Türkiye, uzun bir süredir sınır güvenliğini sağlam ve eksiksiz hale getirmek için yoğun önlemler alıyor. Ancak kaynaklar, Irak sınırını kontrol edememenin 35 yıllık PKK sorununun temel nedenlerinden biri olduğuna işaret ediyor. Türkiye'nin, Suriye ve Irak'la yaklaşık 1200 km.
sınırı bulunuyor. Kaynakların verdiği bilgiye göre, sınırlardan giriş çıkışlar geçtiğimiz aylara göre çok daha zorlaştı. Kaçakçılık yolları kapatıldı, kaçakçılar artık hızlı biçimde yakalanıyor. Sınırın bir bölümüne duvar örüldü, bir bölümüne güçlü aydınlatma yapıldı, tespit edilen tüneller dolduruldu, bir kısmı patlatılarak ortadan kaldırıldı. İllegal geçişler kapatıldı. Sınır boyunca binlerce kamera sistemi kuruldu. Sınır önceki yıllara göre çok daha güvenli. 4 YPG'Lİ CANLI BOMBA - Alınan bu önlemler sayesinde 4 gün önce, canlı bomba olduğu değerlendirilen 4 YPG'li, Türkiye'ye giriş yaparken Suriye sınırında öldürüldü. Bu YPG'lilerin Kamışlı'da canlı bomba eğitimi aldığı ortaya çıBayanldı. Şubat ayında da sınırda canlı bomba yelekleri ele geçirilmişti. Çok sayıda saldırı planı, bu şekilde etkisizleştirildi. - IŞİD'in Türkiye içindeki bilinen bütün "network"ü dağıtılmış durumda. Bu ağ içerisinde lojistiği sağlayanlar, sınırdan geçişi temin edenler ve dışarıdan irtibat kurulan elemanlar tespit edildi. Halihazırda IŞİD'e katılımların yarıdan fazlası Ürdün üzerinden sağlanıyor. Kaynaklar, buna karşılık, uluslararası basında Ürdün'ün IŞİD'in geçiş yolu olduğuna dair herhangi bir haber ya da eleştiri yer almadığına dikkati çekiyor. SON EYLEMLER SURİYE'DEN YÖNLENDİRİLDİ - Canlı bomba olarak seçilen kişilerin daha zor yakalanmasının sebebi hiyerarşi içerisinde yer almamaları. Örgütler, canlı bomba eyleminde kullanılacak kişileri örgüt içindeki hiyerarşiye sokmayarak gizliyor. Bu kişilerin örgütle ilişkisi kesiliyor, telefon irtibatı kullanmıyor, kaldığı yer bulunamıyor. Çoğunlukla Türk vatandaşı olanlardan seçiliyor. Elinde sahte kimlik oluyor ya da kimlik ibrazı yapmasını gerektirmeyecek yerlere geçiyor.  Buralarda hayatlarını sürdürüp, kendilerini kaybettiriyorlar. Kaynaklara göre bunu çözmenin tek yolu, intihar timini yöneten adamı yakalayıp konuşturmak.  Ancak bu kişilerin de çoğunlukla yurtdışından yönetildiği saptanmış durumda. Ankara'daki son PKK ve Beyoğlu'ndaki son IŞİD saldırısında da bu yöntemin uygulandığına dikkat çekiliyor.  Hem PKK'nın hem IŞİD'in son saldırıları Suriye'den yönetildi. PKK YÖNTEM DEĞİŞTİRDİ - Türkiye içinde çok sayıda IŞİD hücresi olduğu yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığı belirtiliyor. IŞİD'in Türkiye içindeki netvvork'ü tamamen çökertilse bile buradan bazı isimlerin yurtdışına kaçtığı, bunların yakalanmaya çalışıldığı ifade ediliyor. Ancak bu kişilerin ailesi ile bile irtibat kurmadığı, telefon kullanmadığı, adresinin olmadığına da dikkat çekiliyor. - IŞİD'teki saldırı sistemi merkezi. Bütün intihar saldırıları tek bir yerden, tek bir kişi üzerinden yönetiliyor. Ancak saldırıyı önceden gizlenen bir intihar timi yapıyor. - PKK'nın da yöntem değiştirdiği belirtiliyor. Kızılay'daki saldırıda PKK'nın kullandığı canlı bomba Seher Demir'in Türkiye dışından geldiği, örgütle bağlantı kurmadan, uyuşturucudan sabıkalı bir isimle bağlantı kurduğuna işaret ediliyor.  Canlı bombanın klasik PKK kaynaklarını kullansa yakalanacağını bildiği için ayrı bir sistemde hareket ettiği belirtiliyor. Emniyet ve istihbaratın artık tamamen bu yeni sistem üzerinde çalıştığı vurgulanıyor.
İstihbarat yeniden yapılanıyor - Emniyet ve istihbarat, "yeni bir tehdit türü" olarak değerlendirilen bu eylemlere karşı takip ve izleme yöntemini bütünüyle değiştirdi.
"Konvansiyonel bir tehdit değil. Geliştireceğin tedbirin sonuç alması zaman işi" değerlendirmesi yapılıyor. Bu çerçevede hem PKK hem IŞİD için ayrı yapılanmaya gidildi. Bütün çalışma tarzı değiştirildi; analiz, teknik takip ve izleme artık farklı bir konsepte gerçekleşiyor. Bu sayede hem IŞİD'in bağlantılarının çözülebildiğine hem de PKK'nın saldırılarında şehit sayısının düştüğünü belirtiyor. Asker ve polisin artık PKK'nın pusu atması sonucu şehit düşmediğine, şehitlerin çatışmalarda verildiğine dikkat çekiliyor. GAZİANTEP GRUBU  - Suruç'ta Kobani'ye giden 34 gencin ölümü ile sonuçlanan saldırı, Adıyaman'daki Dokumacılar grubu tarafından gerçekleştirilmişti. Bu eylemi yapan kişinin ağabeyi ise Ankara Garı'ndaki canlı bomba saldırısını yapan iki canlı bombadan biriydi. Ancak bu eylemi IŞİD'in Gaziantep grubu yaptı. Dokumacılar grubunun büyük bölümü yakalandı. Tel Abyad'da PKK'ya karşı savaşan bu grubun bir bölümü canlı bomba olarak seçildi. Bunların da büyük bir bölümü ele geçirildi. Ancak bu yakalamalardan sonra henüz ele geçirilemeyen ve bu gruplardan olan kimse artık ailesi ile bile görüşmüyor. Beyoğlu'ndaki son olayda eylemi yapan canlı bomba Mehmet Öztürk'ün Gaziantepli olmasına rağmen Dokumacılar grubu ile ilişkili olabileceği üzerinde duruluyor. Yakın zamanda Suriye sınırından geçmediği, eylem öncesinde Türkiye içinde bulunma ihtimalinin daha yüksek olduğu belirtiliyor. Bağlantılı olduğu bazı isimlerle ilgili arama çalışmaları sürüyor.

Grup Tillo isyan etti yeter artık

Grup Tillo'nun kurucusu Mustafa Kadaş, son terör olaylarından sonra "Edi Bese/ Yeter Artık" türküsüyle terör illetine dur demek için halka sesleneceklerini belirtti. Birlik beraberlik mesajarı veren Kadaş, "Ben ne kadar Diyarbakırlıysam, o kadar da İstanbulluyum. Bir İstanbullu da, benim kadar Diyarbakırlıdır. Bu ülke hepimizindir" dedi. Mustafa Kadaş, Celal İnan, Veysi Atadan ve Kasım Aslan'dan oluşan Grup Tillo üyeleri, Doğu'da, Diyarbakır'da yaşıyor. 2015 yazında "Ortağız Bir Namusa" türküsünü Türkçe, Arapça, Kürtçe ve Zazaca dört dilde seslendiren grup, Doğu'dan yükselen kardeşliğin sesi olarak bütün Türkiye'de tanındı. Ülkede yaşanan terör saldırılarına duyarsız kalmayan ve birlik, beraberlik mesajı veren yeni bir beste ile yakında dinleyicilerinin karşısına çıkacak grup adına, Mustafa Kadaş AA muhabirine açıklamalarda bulundu. Birilerinin hakikatleri söylemesi gerektiğini dile getiren Kadaş, şunları söyledi: "Biz doğruları söylemezsek, yarın Allah korusun Doğu Suriye'ye dönerse, bizim bacılarımız, analarımız, kızlarımız sokaklara düşer, namus elden giderse, korkaklığı sineye çekersek yarın Allah bunun hesabını bizden soracak. Sanatçı olmanın gayesi budur. Ortama, zamana, şartlara göre oluşan olaylara göre muhakkak bir duruşumuz olmalı. Sanat başlı başına güzel şey, insanları iyiye, güzele davet etmek, sanatçı da o güzeli icra eden kişi demektir. Doğu'da olan olaylarda bunu yapmak da sanattır. Bizim yaptığımız bir cesaret göstermek ya da kahramanlık değil, sanatçı olarak sorumluluğumuzdur." BİZ TÜRKİYE'Yİ BİR BÜTÜN OLARAK ELE ALIYORUZ Kadaş, Türkiye'nin her kesiminden dinleyicilerinin olduğunu ifade ederek, Türk, Kürt, Zaza, Arap birçok kesime hitap ettiklerini ve yaptıkları çalışmalar için gördükleri takdirin sevindirici olduğunu vurguladı. "Biz Türkiye'yi bir bütün olarak ele alıyoruz" diyen Kadaş, şunları anlattı: "Yaptığımız her çalışmada ülkemizin bütünlüğünü gözetiyoruz. Türkiye'yi bütün herkesin kardeşçe yaşadığı bir ülke olarak görüyoruz. Diyarbakır'da bizim çocukluk dönemimizde aynı sokakta Hristiyan, Ermeni komşularımız vardı, iç içe yaşardık. Ramazan'da onlar çocuklarının eline, insanlar oruçlu, saygısızlık olmasın diye ekmek vermezlerdi. Biz de onların taziyelerine giderdik. Geçmişte güzel şeyleri bir arada yaşadığımız Doğu'da bugün yaşanan olaylar özellikle benim yaş grubumun çok tuhafına gidiyor." 90'LARDA KÜRTLERİ AYAKLANDIRMAYA KALKANLAR YOKTU Kadaş, 90'lı yıllarda Doğu'da Kürt halkının sıkıntılı dönemler yaşadığına dikkati çekerek, şu yorumu yaptı: "90'lı yıllarda Kürtlere baskı, zulüm vardı, biz o günleri gördük. O zamanki devletin duruşunu da gördük ama ne hikmetse o zamanlar, bugünkü gibi Kürtleri ayaklandırmaya kalkan yoktu? Garibimize giden de bu. Bugün ise hükümet Kürtlere her türlü hakkını, okulunu, dilini, özgürlüğünü vermişken, bu kadar güzelliğin içinde birilerinin çıkıp 'Kürtlere özgürlük' demesi, ister istemez aklıma burada oynanan bir oyun var düşüncesini getiriyor. Çünkü çözüm sürecinde Kürt halkı halinden çok memnundu. Çözüm sürecine kadar Doğu her şeyden yoksun bırakılmıştı. Bu sürece tahammül edemediler ve bozdular. Türkiye'nin yükselmesi, baskıların bitmesi bazı kimselerin hoşuna gitmedi." Doğu'da yaşanan olaylarda halkın yanlış taraflara çekilmesini içlerine sindiremediklerini aktaran Kadaş, Doğu'da kendileri gibi düşünen yüz binlerce insan olduğunu, terör korkusundan düşüncelerini dillendiremediklerini savundu. Kadaş, yaptıkları çalışmaların Doğu'da beğeni ile karşılandığını paylaşarak, şunları ifade etti: "Kürt kardeşlerimizin çoğu yaptığımız çalışmaları takdir ediyor. Öte yandan diğer cenahlara sempatisi olanlar eleştirilerini yapıyorlar sohbetlerimizde. Kimileri de bize siz de 'Ak Parti'nin kuklası oldunuz' gibi yakıştırmalar yapıyor. Bizim meselemiz yönetici kim olursa olsun, ülkemizin büyük bir ülke olması, birliği, bütünlüğü, halkların kardeşliğini önceleyenlere destek vermektir.” "Mahalli sanatçılarımızın hepsi bizimle hemfikir. Bazen 'Gelin konuşalım, sesimizi duyuralım' diyoruz, 'Vallahi gelemeyiz, çoluk çocuğumuz var, nasıl gelelim' diyorlar" diye konuşan Kadaş, "Açıkça konuşamıyorlar, can korkuları var. Tedirgin olmakta da haklılar elbette. Çünkü yolda yanında giden adamın kim olduğunu bilmiyor ki? Ansızın belinden silahı çıBayanp vurabilir birisi. Bölgede özellikle son zamanlarda böyle olaylar çok oluyor" dedi. ÇÖZÜM SÜRECİNE KARŞI OLANLAN ŞİMDİ 'ADYDINLAR GRUBU' KURUYOR Kadaş, 1 Kasım 2015 genel seçiminin ardından, bölge halkının hayal kırıklığı yaşadığını iddia ederek, şu açıklamada bulundu: "Son seçimde halk hep barış sözcükleri kullanan, 'bizden biridir' diye gördükleri bir partiye yöneldi ama barış diyen insanların seçimden sonra tam tersi hareket etmeye başladıklarını gördüler. Mecliste halk için iyi bir şeyler yapma imkanı varken, ölümlere sebebiyet veren, evlerin, dükkanların yağmalanmasına neden olan söylemleri görünce, gerçek yüzlerini gördüler. Diyarbakır Sur'da teröristler sokakları sardı, ordaki vatandaşlar 'Arada Kürt olmayan, eli silahlı, başka ülkenin vatandaşlarını görüyoruz' diyorlar. Şaşkınlar."  Terör saldırılarının ardından Türkiye'nin Batı'sında, Kürt halkı adına konuşanları samimi bulmadıklarını aktaran Kadaş, şunları savundu: "Daha dün çözüm sürecine karşı olanlar şimdi güya Kürtler adına 'Aydınlar Grubu' falan kurup basın açıklaması yapıyor. Ben bunların hepsinin dış güçler tarafından idare edildiğini düşünüyorum. Samimi gelmiyorlar bize. Çünkü biz bu insanları Doğu'da hiç görmedik, Kürt halkıyla hiç tanışmadılar, kitaplardan okuyup konuşuyorlar. Sanatçılar falan kol kola girip 'Kürt halkı' diyorlar, tek gayeleri popüler olup, medyada görünmek. Biz Türkiye'nin her yerinde konser veriyoruz. Anlattıklarımızı dinleyenler 'Siz gerçekten Doğu'da mı yaşıyorsunuz?' diye soruyorlar. Biz Doğu'da, Diyarbakır'da olayların içinde, merkezinde yaşıyoruz ve gördüğümüz şeyleri anlatıyoruz." "Hakikati anlatmak bizim vicdani sorumluluğumuz" düşüncesini dile getiren Kadaş, seslendirdikleri eserlerle Türk ve Kürt kardeşliğini yeniden tesis etmek için çaba gösterdiklerinin altını çizdi.  VATANDAŞ PKK'YI KUSTU ARTIK, KALINTILARI TEMİZLEMEK HERKESE DÜŞÜŞOR Terör olaylarının yeniden başlamasıyla Kürt halkının kendini yalnız hissettiği tespitini paylaşan Kadaş, şunlara vurgu yaptı: "Doğu'daki insanlarımızın şu anda devleti yanında hissetmesi çok önemli. Vatandaş PKK'yı kustu artık, sadece bir takım kalıntıları var ve temizlemek herkese düşüyor. Bir DHKP-C'li nasıl Türk halkını temsil edemiyorsa, bir PKK'lı da Kürt halkını temsil edemez. Herkesin yaşananlara böyle bakması gerekiyor. Batı'daki kardeşlerimizden, maddi manevi ellerinden geleni yapmalarını istiyoruz. Herkes bir şekilde elini uzatmalı. Kürtlerin ve Türklerin bu vatanın asli unsuru olduğunu ifade etmek anlamında herkes gücü nispetinde, 'Biz sizin yanınındayız', 'Kürtler benim kardeşimdir' demeleri Doğu halkı için çok önemli. Çünkü ben ne kadar Diyarbakırlıysam, o kadar da İstanbulluyum. Bir İstanbullu da, benim kadar Diyarbakırlıdır. Bu ülke hepimizindir." 'YETER ARTIK' TÜRKÜSÜYLE TERÖRE DUR DİYECEKLER Sur ve Bağlar baskınlarından sonra da yeni bir çalışma hazırladıkları bilgisini veren Kadaş, "Edi Bese/ Yeter Artık" türküsüyle terör illetine dur demek için halka sesleneceklerini belirtti. "Bütün amacımız Osmanlı'dan şimdiye kadar nasıl kardeşçe yaşıyorsak, böyle olayların olmadığı, birbirimizi kardeşçe kucaklayacağımız günlerin gelmesidir" şeklinde konuşan Kadaş, "Bir Van depremi olduğunda Batı'dan her türlü yardım Van'a gönderilirken kimse 'Ama onlar Kürt' demedi. Aynı şekilde İstanbul'da deprem olduğunda Doğu'dan yardım gitti, kimse 'Ama onlar Türk' demedi. Gönüllü kazı çalışmalarına giden binlerce insan oldu. Demek ki biz gerçek acı zamanı geldiğinde sırt sırta verebiliyorsak, birçok duyguyu kaybetmemişiz demektir. Şimdi yine aynı acı günlerdeyiz ve yeniden sırt sırta vermeliyiz" açıklamasında bulundu. YENİ TÜRKÜNÜN SÖZLERİ Grup Tillo'nun yakında müzikseverlerle buluşacak "Edi Bese/Yeter Artık" türküsünün sözleri şöyle: Kürdü Türkü Çerkezle, bir bütündür bu ülke
Kardeşliğimiz ezelden, sürecektir ebede
Her Bayanş toprağında, kanımız vardır bizim
Yoktur başka gidecek, ne vatanım ne yerim

Edi bese, edi bese, bu kin ile nefrete
Bu terör illetine, yeter bunca ölüme
Edi bese, edi bese

Terörün olmaz rengi, ne ırkı ne de dini
İsimleri farketmez, hep aynıdır merkezi
YıBayanz tuzakları, bozarız oyunları
Burası son kalemiz, düşürmeyiz sancağı

Edi bese, edi bese, bu kin ile nefrete
Bu iki yüzlülüğe, bütün ihanetlere
Edi bese, edi bese

Haktır bizim gayemiz, birliktir hedefimiz
Doğu batı farketmez, candan öte ülkemiz
Vatan bizim anamız, kardeşlik şiarımız
Budur evladımıza, kalacak mirasımız

İlk sözümüz tevhittir, son sözümüz şehadet
Bugün namus günüdür, şahlanıyor memleket
Hep beraber el ele, yürüyoruz birlikte
Çanakkale ruhuyla, yeni bir dirilişe

Edi bese, edi bese, patlayan bombalara
Ağlayan çocuklara, kurulan tuzaklara
Edi bese, edi bese

TSK PKK'nın tepe kadrosunu böyle vurdu

Türk Silahlı Kuvvetleri ’nin, terör örgütü PKK ’nın lider kadrosunun yuvalandığı kamplara gerçekleştirdiği hava operasyonlarının santim santim hesaplanarak yapıldığı ortaya çıktı.  Askeri kaynaklardan alınan bilgiye göre, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ’nın gerçekleştirdiği operasyonların başarısının sırrı ’müşterek analiz ’ oldu. Hava Kuvvetleri Komutanlığı ’nın sınır ötesi operasyonları için Kara Kuvvetleri, istihbarat teşkilatları ve jandarmanın arazideki bilgileri müşterek olarak değerlendirmeye başlandı. Askeri yetkililer teknolojiden de yararlanarak arazideki bilgilerini birleştirdi. Sınır ötesi operasyon öncesinde müşterek olarak birlikte arazideki verilerle birlikte matematik hesabı yapıldı. Hedefler santim santim hesaplandı. Bu da başarıyı beraberinde getirdi. KARADAKİ İSTİHBARAT İLE HAVADAKİ İSTİHBARAT BİRLEŞTİRİLİYOR Müşterek analiz merkezinde karadaki istihbarat ile havadan alınan istihbarat birleştiriliyor. Havadan insansız hava araçları ve keşif uçaklarının aldığı görüntüler ile araziden alınan istihbarat birleştirilince ortaya kesin koordinatlar çıkıyor. HAVA HAREKATINDA LİDER KADRO YARALANDI Müşterek analizle ve ani şekilde yapılan operasyonla lider kadronun yaralandığı da ortaya çıktı. Yakın zamana kadar Türkiye ’nin sınır ötesi gerçekleştirdiği operasyonlar Güneydoğu ’da bulunan bir Jet Üs Komutanlığı ’ndan kalkan savaş uçakları ile gerçekleştiriliyordu. Ancak bu üssün şehir merkezine yakın olması nedeniyle buradan kalkan uçakların istihbaratı terör örgütüne ulaşıyordu. Türk Silahlı Kuvvetleri de operasyonlarda üs çeşitlemesi yapmış sınır ötesi operasyonlara bölgede bulunan diğer Jet üs Komutanlıklarından uçak kaldırmak suretiyle icra etmeye başlamıştır. ÜS BÖLGESİNDEN UÇAK KALKINCA LİDER KADRO SİVİLLERE KARIŞIYORDU Sabit ve sürekli olarak kullanılan bir hava üssünden uçakların kalkması sonrasındaKandil ’e terör örgütü bağlantılı kişiler tarafından haber uçuruluyordu. Bu bilgi sonrasında da Türk Hava Kuvvetleri ’nin sivillere saldırmayacağını bilen terör örgütünün lider kadrosu yakınlarda bulunan köylere gidiyordu. ’DAĞ-TAŞ VURULUYOR ’ DENİRDİ Hava Kuvvetleri ’nin gerçekleştirdiği operasyonların detayları bilinmediği için operasyonlar yapıldığında ’gene dağ-taş bombalanmış ’ yorumları yapılırdı. Operasyonlar sonrasında ortaya çıkan ölü terörist sayısı da inanılmaz gelirdi. Ancak detayların ortaya çıkmasının ardından da TSK ’nın operasyonlarında dağı-taşı vurmadığı da bir kez daha netleşmiş oldu. ZAYİAT İÇİN BİLE TİTİZ DEĞERLENDİRME Kaynaklar, hava taarruzları sonucunda da bölgede hedef sonu değerlendirmesinin çok titiz bir şekilde yapıldığına işaret ederek, "Teröristlere ve yaşadıkları yerlere verilen hasar ve zayiat büyük bir doğrulukla tespit edilebiliyor. Bazı yorumlarda ’abartılıyor ’ ifadesi de kesinlikle doğruyu yansıtmıyor" değerlendirmesini yaptı. Hedeflerin isabeti konusunda hiçbir abartıya gidilmediğinin altını çizen askeri kaynaklar, "Bu tespitte İHA ’ların görüntüleri, bölgedeki istihbarat elemanları ve güvenilir bölge kaynaklarından alınan bilgiler analiz edilmekte ve teyitli sonuçlar kamuoyuna duyuruluyor" ifadesini kullandılar.

17 Mart 2016 Perşembe

O ilçeye zırhlı askeri araç konuşlandı!

Sokağa çıkma yasağı ilan edilen Diyarbakır ’ın merkez Bağlar ilçesi Kaynartepe Mahallesi ’nde bazı bölgelere paletli askeri araçlar konuşlandırıldı. Diyarbakır ’ın merkez 4 ilçesinden biri olan Bağlar ’ın Kaynartepe Mahallesi ’nde önceki gece teröristlerin ara sokaklardan caddelere çıkarak, durdukları araçları barikat olarak kullanıp, polise el yapımı patlayıcı, roketatar ve uzun namlulu silahlarla saldırması üzerine ilan edilen sokağa çıkma yasağı sürüyor. Çok sayıda polisin zırhlı araçlarla görev yaptığı mahalleye asker de girdi. 21.30 sıralarında ilçenin Koşuyolu Caddesi civarından mahalleye giren paletli askeri araçlar, çeşitli bölgelere konuşlandırıldı. Öte yandan, dün akşam saatlerinden itibaren elektriklerin kesildiği ilçede operasyonda sürüyor. Bölgeden yer yer silah ve patlama sesleri duyuluyor.

15 Mart 2016 Salı

Bu defter PKK'lıların sonu oldu! Her şey burada yazıyordu

DİYARBAKIR Sur'da özellikle geçen hafta peş peşe yapılan operasyonlarla beli kırılan örgütün, sahte kimlikle tedavi olmak isterken yakalanan teröristin üzerinden çıkan bilgiler doğrultusunda ilçeden temizlendiği ortaya çıktı. Operasyonlar sırasında Sur'da rahatsızlanan terörist Elif Akçaren, üniversite öğrenicisi Mehtap Işık'a ait kimlikle Selahaddin Eyyubi Üniversitesi Devlet Hastanesi'ne gitti. Şüphe üzerine yakalanan Akçaren'in üzerindeki kimliğin sahte olduğu anlaşılırken, yapılan aramada çok sayıda doküman ele geçirildi. TÜM BİLGİLERİ İFŞA OLDU Sabah'ın haberine göre, terör şüphelisi olarak arandığı anlaşılan teröristin üst aramasında ise Sur'da 6 mahallede bulunan teröristlere ait nöbet çizelgeleri, kod adlarıyla isim listeleri, fişlenen köyler ve evler, isim listeleri ve telefon numaraları çıktı. Örgüt sorumlusu olduğu anlaşılan Akçaren'den elde edilen bilgiler ışığında operasyonlara yön veren güvenlik güçleri ise isim listelerinden hareketle teröristleri etkisiz hale getirdi. Tutuklanan kadın teröristle ilgili 15, teröriste kimlik vererek yardım eden Mehtap Işık hakkında 10 yıl hapis istemiyle dava açıldı. Aralık ayından bu yana Sur'daki operasyonlarda 290'a yakın terörist öldürülürken 70 güvenlik görevlisi de şehit oldu. Bu arada Hakkari Şemdinli'de tankın mevzilenmesi sırasında yaşanan kazada bir asker şehit oldu.


Askerden Kandil'e bombalı mesaj!

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Kandil'deki bazı hedeflerin vurulduğunu açıklamasının ardından sosyal medyada paylaşılan bir fotoğraf, kısa sürede binlerce kullanıcı tarafından paylaşıldı.  Ankara'da dün yaşanan ve 37 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırının ardından Türk Hava Kuvvetleri sınır ötesi operasyon gerçekleştirdi. Başbakan Davutoğlu, Kandil ’de tespit edilen hedefler vurulduğunu açıkladı. Sosyal medyada paylaşılan fotoğrafta, F-16 ’lara yüklenen bombaların üzerinde bölücü terör örgütü PKK ’ya "Kınamıyoruz, vuruyoruz", "Ankara şehitlerimiz adına" mesajları vardı. Türk Hava Kuvvetleri 03.20 ile 05.30 saatleri arasında Irak ’ın kuzeyindeki bölücü terör örgütüne nokta atış operasyonu gerçekleştirdi. İnsansız Hava Araçları ile tespit edilen hedefler, 9 adet F-16 ve 2 adet F-4E 2020 tipi savaş uçağı tarafından vuruldu. Operasyon sonrasında yapılan açıklamada, tespit edilen hedefler tam isabetle imha edildiği bilgisi verildi.

Teröristler Şırnak'ta sivillere saldırdı!

PKK bu kez ŞIRNAK'ta sokağa çıkma yasağı öncesi evini terketmek isteyen sivillere saldırdı. Gazipaşa Mahallesi'ndeki sivilleri taşıyan araca uzun namlulu silahlarla ateş açan teröristler bir kişiyi yaraladı. PKK ’lılar Gazipaşa Mahallesi ’ndeki Ömer Kabak Meydanı ’nda ellerinde silahlarla yol keserek, ilden ayrılmak isteyen vatandaşları araçları ile birlikte durdurdu. 3 vatandaşın aracına el koyup yakan PKK ’lılar, oluşturulan barikatı aracı ile aşıp kaçan 43 yaşındaki Cafer Demir ’in aracına uzun namlulu silahlarla ateş açtı. Açılan ateşte Cafer Demir, sırtına isabet eden kurşunla yaralandı. Yaralı halde aracına Şırnak Devlet Hastanesi ’ne kadar süren Demir, burada tedavi altına alınırken, hayati tehlikesinin bulunmadığı belirtildi. PKK ’lıların ayrılmak isteyen 9 vatandaşın aracına el koyduğu belirtildi. Aracına el konulan M.K., "Arkadaşımdan emanet aldığım araçla çocuklarımı evden alacaktım. Örgüt mensubu araca el koydu ve gözümün önünde ateşe verdi. Ne yapacağımı bilemiyorum" dedi.

AB'den dayanışma mesajı

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, AB Dışişleri Bakanları Toplantısı öncesi, "PKK'nın Avrupa'daki faaliyetlerinin, AB'nin dünkü Ankara'daki saldırı sonrası ifade ettiği dayanışmasıyla çelişip çelişmediğine" ilişkin soruya yanıt verdi. PKK'yı AB içi ve dışındaki faaliyetleriyle bir ‘terör örgütü ’ olarak gördüklerini belirten Mogherini, "Bugün hem söylem, hem de eylemde dayanışma günü" dedi. Mogherini, Ankara ’daki saldırıda hayatını kaybedenlerin aileleri, Türk halkı ve yetkililerle olan dayanışmasını ifade etti. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da katılacağı cuma günkü AB Konseyi Toplantısı'nda ‘terör ’ konusunun ele alınacak unsurlardan biri olacağını söyledi. Daha önceki açıklamalarda Türk hükümetini Kürt sorununa çözüm sürecini yeniden başlatmaya çağırdıklarını ifade eden Mogherini, "Fakat bugün hem söylem hem de eylemde dayanışma günü. Bu hafta içi Başbakanla buluşma imkânımız olacak ve dayanışmamızı bir kez daha ifade edeceğiz" diye konuştu. 

O ilçede çatışmalar şiddetlendi!

Terör örgütü PKK mensuplarını ve kazdıkları hendekler ile kurdukları barikatları etkisiz hale getirmek amacıyla düzenlenen operasyonlarda vatandaşların zarar görmemesi için sokağa çıkma yasağı ilan edilen Nusaybin ’de, dün gece saatlerinde başlayan çatışmalar şiddetlendi. İlçenin Fırat Mahallesi ’nde yoğunlaştırılan operasyonlarda, güvenlik güçleri ile teröristler arasında sık sık çatışmalar yaşanıyor. Asker ve polis özel harekat timlerinin ortak düzenlediği operasyon devam ederken, Türkiye'nin Irak'a açılan kapısına giden tarihi İpek Yolu da araç trafiğine kapandı.

Öte yandan İpek Yolu ve Çağ Çağ Caddesi'nde konuşlanan tanklar, Abdulkadir Paşa, Dicle ve Yenişehir Mahalleleri'ndeki patlayıcı tuzaklı, hendek ve barikatlara yönelik top atışına başladı. Bu nedenle mahallelerden patlama sesleri duyuluyor. Silah ve patlama sesleriyle yankılanan ilçede, dumanlar yükseliyor.

Kilis'ten Türkiye’ye sızmaya çalıştılar!

Ankara patlamasının ikinci gününde 2 PYD'li terörist Kilis'te Türkiye'ye sızmaya çalışırken yakalandı. Genelkurmay Başkanlığı ’ndan yapılan açıklamada, "13 Mart 2016 tarihinde Kemal Yanık Hudut Karakolu (Kilis) sorumluluk bölgesinde PKK/PYD terör örgütü mensubu oldukları değerlendirilen iki şahıs Suriye ’den Türkiye ’ye yasa dışı yollarla girmeye çalışırken yakalanmıştır" denildi. Yakalanan iki kadın teröristin üzerinde ele geçirilen üç kimlik, üç geçici koruma kimlik belgesi, 35 bin 300 Suriye parası, 375 Türk Lirası, bir cep telefonu ve bir tabletin İlçe Jandarma Komutanlığı ’na teslim edildiği bildirildi. (İHA)

PKK'nın silah deposu öyle bir yerden çıktı ki!

ŞIRNAK merkezde çukurların kapatılması, barikatların kaldırılması ve kent merkezinde faaliyet gösteren PKK ’lıları etkisiz hale getirilmeye yönelik planlanan operasyon öncesi, örgüt üyelerine ait bir sığınak içerisinde çok sayıda silah ve mühimmat ele geçirildi. Sokağa çıkma yasağı ve operasyonun başlaması beklenen kent merkezinde faaliyet gösteren örgüt mensuplarına, silah ve mühimmat aktarılacağına dair alınan istihbaratı değerlendiren Şırnak İl Jandarma Komutanlığı ’na bağlı ekiplerin düzenledikleri operasyonda, arazide gizlenmiş vaziyette 1 PKM (Biksi) makineli tüfek, 1 Dragunov (Kanas) silahı, 1 RPG-7 roketatar silahı, 19 AK-47 Kalaşnikof silahı, 45 el bombası, 100 elektrikli fünye, 20 roketatar mühimmatı, 21 roketatar sevk kapsülü, 7.62 milimetre çapında 4 bin 183 adet Dragunov (Kanas) fişeği, 15 bin adet 7.62 çapında Kalaşnikof fişeği, 5.56 milimetre çapında 500 fişek, 70 Kalaşnikof şarjörü, bir miktar saniyeli fitil ele geçirildi.